Kadıköy'de müthiş bir atmosfer vardı. Saracoğlu yükünü almış, futbolcuların hırsı zirve yapmıştı. Sahaya “Bizler inandık, siz de inanın” pankartıyla çıkan oyuncuların bu mesajı lafta kalmadı, Fener oyuna fırtına gibi başladı. Kayseri duvarını dövmeye başlayan Daum'un ekibi, Souleymanou'yu salladı ama yıkamadı. Ta ki 33. dakikaya kadar...
Sakatlanan Güiza’nın yerine oyuna dahil olan Gökhan Ünal 5 dakika sonra ağları sarsıp, Saracoğlu’nu iyiden iyiye havaya soktu. Lugano’nun golüyle rakibinin gardını düşüren Sarı-Lacivertliler, Kayseri’ye pozisyon bile vermedi. Artık bir gerçek var; Haftaya Fenerbahçe’nin 3 puanı cebinde ve camia şampiyonluğa her zamankinden çok inanıyor.
İnanmış çocuklar
Kadrolar sahaya çıktığında Fenerbahçeli oyuncuların ellerinde taşıdıkları “Bizler inandık siz de inanın” yazılı pankart maçın öyküsüne süslü harflerle yazılmış bir başlıktı aslında. Bunu fark ettirmekte gecikmeyen oyuncuların ilk beş dakikada Güiza, Alex ve Emre ile buldukları net pozisyonlar inancın, ellerinde yazılı pankartta yer alan kelimeler dizisinden fazlası olduğu mesajını veriyordu. Galatasaray maçından sonra takım halinde kazanılan güven, futbolcular arasında özgüvene dönüşünce pozisyon denklemlerini çözmek sadece Emre ve Alex’in futbol zekasına kalmıyor, maçı da beyin fırtınasına döndüren bir matematik olimpiyatına çeviriyordu. Çünkü her eleman sonuna kadar etkiliydi. Özellikle Özer, Mehmet Topuz ve zaman zaman da Selçuk ve Santos’un etkileri seyir zevki yüksek maçta ağızları tatlandıran bayram şekeriydi. Karnaval havasında iki ziyafet vardı aslında. Bayan voleybolcular Cannes’da futbolcular da Kadıköy’de şampiyonluk inançlarını maksimize etmişti. Fenerbahçe seyircisini ise iki maç arasında bırakmak anlamsızlığın maksimum noktasıydı.
33’de Mehmet Topuz-Alex-Gökhan Ünal işbirliği Kadıköy’deki ilk havai fişek oldu. Mehmet’in Alex’e aktardığı pasta Brezilyalı, Gökhan’ı pozisyona soktu ve golcü oyuncu yumuşak bir vuruşla maçı 1-0’a taşıdı. 38’de ise Fenerbahçe ceza alanına yapılan ortayı Makukula kontrol etti ve vurdu, top az farkla auta çıktı. 45’te Özer soldan ceza sahasına girdi, Alex’i pozisyona soktu, Brezilyalı’nın vuruşunda topa yatan Aydın skorun değişmesini engelledi. 46’da Alex’in kullandığı köşe vuruşunda bomboş durumda Lugano kafayı öyle güzel vurdu ki, Souleymanou’nun da yapacağı pek bir şey yoktu: 2-0. Golden sonra da Kanarya oyundan düşmüyor, oyun ciddiyetinden uzaklaşmıyor, en önemlisi ise geriye çekilme psikolojisini sonuna kadar bitirmiş bir tablo çiziyordu. 78’de Troisi’nin şutunda Volkan uzanarak topu kornere çelince sonuç değişmedi.
Sakatlanan Güiza’nın yerine oyuna dahil olan Gökhan Ünal 5 dakika sonra ağları sarsıp, Saracoğlu’nu iyiden iyiye havaya soktu. Lugano’nun golüyle rakibinin gardını düşüren Sarı-Lacivertliler, Kayseri’ye pozisyon bile vermedi. Artık bir gerçek var; Haftaya Fenerbahçe’nin 3 puanı cebinde ve camia şampiyonluğa her zamankinden çok inanıyor.
İnanmış çocuklar
Kadrolar sahaya çıktığında Fenerbahçeli oyuncuların ellerinde taşıdıkları “Bizler inandık siz de inanın” yazılı pankart maçın öyküsüne süslü harflerle yazılmış bir başlıktı aslında. Bunu fark ettirmekte gecikmeyen oyuncuların ilk beş dakikada Güiza, Alex ve Emre ile buldukları net pozisyonlar inancın, ellerinde yazılı pankartta yer alan kelimeler dizisinden fazlası olduğu mesajını veriyordu. Galatasaray maçından sonra takım halinde kazanılan güven, futbolcular arasında özgüvene dönüşünce pozisyon denklemlerini çözmek sadece Emre ve Alex’in futbol zekasına kalmıyor, maçı da beyin fırtınasına döndüren bir matematik olimpiyatına çeviriyordu. Çünkü her eleman sonuna kadar etkiliydi. Özellikle Özer, Mehmet Topuz ve zaman zaman da Selçuk ve Santos’un etkileri seyir zevki yüksek maçta ağızları tatlandıran bayram şekeriydi. Karnaval havasında iki ziyafet vardı aslında. Bayan voleybolcular Cannes’da futbolcular da Kadıköy’de şampiyonluk inançlarını maksimize etmişti. Fenerbahçe seyircisini ise iki maç arasında bırakmak anlamsızlığın maksimum noktasıydı.
33’de Mehmet Topuz-Alex-Gökhan Ünal işbirliği Kadıköy’deki ilk havai fişek oldu. Mehmet’in Alex’e aktardığı pasta Brezilyalı, Gökhan’ı pozisyona soktu ve golcü oyuncu yumuşak bir vuruşla maçı 1-0’a taşıdı. 38’de ise Fenerbahçe ceza alanına yapılan ortayı Makukula kontrol etti ve vurdu, top az farkla auta çıktı. 45’te Özer soldan ceza sahasına girdi, Alex’i pozisyona soktu, Brezilyalı’nın vuruşunda topa yatan Aydın skorun değişmesini engelledi. 46’da Alex’in kullandığı köşe vuruşunda bomboş durumda Lugano kafayı öyle güzel vurdu ki, Souleymanou’nun da yapacağı pek bir şey yoktu: 2-0. Golden sonra da Kanarya oyundan düşmüyor, oyun ciddiyetinden uzaklaşmıyor, en önemlisi ise geriye çekilme psikolojisini sonuna kadar bitirmiş bir tablo çiziyordu. 78’de Troisi’nin şutunda Volkan uzanarak topu kornere çelince sonuç değişmedi.