Kupadaki Eskişehir maçını kazanan ancak futboluyla taraftarını memnun edemeyen Fenerbahçe'yi FANATİK yazarı Hakan Şükür yorumladı...
Aslında öncelikle değinmek istediğim şu: Türkiye’de oyuncu alırken de teknik direktör getirirken de hiçbir plan yapılmıyor. Ülke futbolundaki istikrarsızlığın temel nedeni de aslında işte bu; plansızlık...
Sergen ile birlikte FANATİK’te yaptığımız ilk yarı değerlendirmesinde söylediklerimizi, Christoph Daum da geçtiğimiz günlerde FB TV’de itiraf etti... Bu takımı Daum kurmadı; tam aksine, Daum kurulmuş bu takımın üzerine geldi.
Ne Güiza ne de Semih
Fenerbahçe devre arasında ne yapmalı? Bana göre öncelikle ve kesinlikle bir santrfor almalılar. Çünkü ne Güiza ne de Semih, bu sistemin birinci santrforu olamaz ve beklentilere yanıt veremez. Fakat bu oyuncuları da suçlamak yersiz; çünkü Fenerbahçe tek santrfor oynatılıyor, sürekli rakibi göbekten delmeye çalışıyor. Yönetimin, eldeki mevcut isimleri oynatabilecek tipte, bir pivot santrfor alması şart. Daum, “İlla ki forvet gerek dememiştim. Ofansif bir oyuncu istiyoruz. Bu, forvet de olabilir, forvete dönük orta saha da” diyor. Yapılacak transfere bir de bu pencereden bakalım. Fenerbahçe orta sahası Emre, Cristian, Özer ve Mehmet Topuz’dan kuruluyor. Onların önünde de Alex. Gerek Özer, gerekse Topuz kanat adamı değil, aksine ikisi de Alex gibi forvet arkası oynayan oyuncular. Hâl böyle olunca, Fenerbahçe kanatları yeterince kullanamıyor, oyuna derinlik kazandıramıyor.
Bir de kanat oyuncusu
Oynatıldıkları bölgeyi yadırgayan Özer ve Topuz nedeniyle bütün yük Gökhan Gönül ile Dos Santos’a biniyor. Eğer Daum, bu oyuncularla yola devam etmekte kararlıysa, o halde kanatlardan çizgiye inebilen, dripling yeteneği olan ve içeri katedebilen bir kanat oyuncusunun transfer edilmesi gerek. Fenerbahçe, Eskişehirspor deplasmanındaki gibi oynarsa, Daum’un, dolayısıyla takımın düşüncesi rakipler tarafından kolayca çözülür ve Sarı-Lacivertliler her maçta zorlanır.
Son sözümüz ise şu: Fenerbahçe ile Galatasaray’daki ‘takımı kuralım, hocayı getiririz’ zihniyeti devam ederse, takımları yöneticilerin çalıştıracağı dönem yaklaşıyor demektir!
Aslında öncelikle değinmek istediğim şu: Türkiye’de oyuncu alırken de teknik direktör getirirken de hiçbir plan yapılmıyor. Ülke futbolundaki istikrarsızlığın temel nedeni de aslında işte bu; plansızlık...
Sergen ile birlikte FANATİK’te yaptığımız ilk yarı değerlendirmesinde söylediklerimizi, Christoph Daum da geçtiğimiz günlerde FB TV’de itiraf etti... Bu takımı Daum kurmadı; tam aksine, Daum kurulmuş bu takımın üzerine geldi.
Ne Güiza ne de Semih
Fenerbahçe devre arasında ne yapmalı? Bana göre öncelikle ve kesinlikle bir santrfor almalılar. Çünkü ne Güiza ne de Semih, bu sistemin birinci santrforu olamaz ve beklentilere yanıt veremez. Fakat bu oyuncuları da suçlamak yersiz; çünkü Fenerbahçe tek santrfor oynatılıyor, sürekli rakibi göbekten delmeye çalışıyor. Yönetimin, eldeki mevcut isimleri oynatabilecek tipte, bir pivot santrfor alması şart. Daum, “İlla ki forvet gerek dememiştim. Ofansif bir oyuncu istiyoruz. Bu, forvet de olabilir, forvete dönük orta saha da” diyor. Yapılacak transfere bir de bu pencereden bakalım. Fenerbahçe orta sahası Emre, Cristian, Özer ve Mehmet Topuz’dan kuruluyor. Onların önünde de Alex. Gerek Özer, gerekse Topuz kanat adamı değil, aksine ikisi de Alex gibi forvet arkası oynayan oyuncular. Hâl böyle olunca, Fenerbahçe kanatları yeterince kullanamıyor, oyuna derinlik kazandıramıyor.
Bir de kanat oyuncusu
Oynatıldıkları bölgeyi yadırgayan Özer ve Topuz nedeniyle bütün yük Gökhan Gönül ile Dos Santos’a biniyor. Eğer Daum, bu oyuncularla yola devam etmekte kararlıysa, o halde kanatlardan çizgiye inebilen, dripling yeteneği olan ve içeri katedebilen bir kanat oyuncusunun transfer edilmesi gerek. Fenerbahçe, Eskişehirspor deplasmanındaki gibi oynarsa, Daum’un, dolayısıyla takımın düşüncesi rakipler tarafından kolayca çözülür ve Sarı-Lacivertliler her maçta zorlanır.
Son sözümüz ise şu: Fenerbahçe ile Galatasaray’daki ‘takımı kuralım, hocayı getiririz’ zihniyeti devam ederse, takımları yöneticilerin çalıştıracağı dönem yaklaşıyor demektir!